23 Mart Türkçülüğün önderi Ziya Gökalp'ın doğum gününün 144. Yıl dönümü
23 Mart 1876 yılında Diyabakır’da doğan Ziya GÖKALP, milliyetçilik ve Türkçülükle ilgili kaleme aldığı eserleriyle ünlenmiştir . Büyük aydın ve fikir adamı olan GÖKALP Türk mitolojisi ,Türk Folkloru, Türk Destan ve masallarına vakıf olaraK bütün eserlerinde Türk mitolojinin izini bırakarak eşsiz yazılarını yaratmıştır.
1895'te İstanbul’a giderek Baytar Mektebi'ne başlar. Orada tahsil alarak İbrahim Temo ve İshak Sükûti tanışır.
Daha sonra Jön Türklerin etkisinde kalan Ziya GÖKALP o yıllarda İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katılır. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kurucularından olan Hüseynzade Ali Bey 1889 Yılında Azerbaycan’dan İstanbula geldi. Gökalp’ın öğretmeni ve sonrada en yakın arkadaşı olan bu şahıs Türkçülük ideolojisi açısından Gökalpta derin etkiler bıraktı.şöyle ki ömürlerinin sonuna kadar fikirdaş olarak bir çok ortak yazı ve makale yayınladılar.
Ziya Gökalp, Turancılık akımının ilk belirtisini Hüseyinzâde Ali Bey’in “Turan” adlı şiirinde buldu. Fakat Ziya Gökalp’in 1911 de Selanik’te Tevfik Sedat, takma adıyla yayınladığı “Turan” şiiri Türk aydınlarını daha fazla etkiledi ve bu şiirin:
“Vatan ne Türkiyedir Türklere, ne Türkistan;
Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir Turan…”
mısraları Turancılığın simgesi olarak tanındı.
GÖKALP 1898’de muhalif eylemleri yüzünden tutuklanıyor. Bir yıl cezaevinde kaldıktan sonra Serbest bırakılır ama dönemin hükümeti tarafından 1900 yılında Diyarbakır’a sürgüne gönderilir. Böylece 1908'e kadar Diyarbakır'da küçük memuriyetler yaptı. İstanbul’a döndükten sonra 1912 yılında Türk Ocağı'nın kurucuları arasında yer alır. Derneğin yayın organı 'Türk Yurdu' başta olmak üzere Halka Doğru, İslam Mecmuası, Milli Tetebbular Mecmuası, İktisadiyat Mecmuası, İçtimaiyat Mecmuası ve Yeni Mecmua'da yazılar yazır. Bir yandan da Darülfünun-u Osmani'de (İstanbul Üniversitesi) sosyoloji dersleri vermeye başlar.
Türkçülük düşüncesini sistemleştiren Ziya GÖKALP milli edebiyatın oluşmasında önemli bir rol oynamıştı.Türlçülük ve Turancılığın babası bilinen bu fikir adamı 25 Ekim 1924’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. Ardında bıraktığı onlarca unutulmayacak eser ise bundan ibarattir:
Limni ve Malta Mektupları
Kızıl Elma (1914)
Türkleşmek, İslâmlaşmak, Muasırlaşmak (1929)
Yeni Hayat (1930)
Altın Işık (1927)
Türk Töresi (1923)
Doğru Yol (1923)
Türkçülüğün Esasları (1923) : Eserin ilk baskısı Osmanlı alfabesiyle yayınlanmıştır.
Türk Medeniyet Tarihi (1926, ölümünden sonra)
Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler (ölümünden sonra)
Altın Destan
Üç Cereyan
Hars ve Medeniyet
Kuğular
Felsefe Dersleri (2006)
Yazı: Türnaz ALTINSOY