YEL ÇERŞEMBENİZ KUTLU OLSUN
Anasır-ı Erbaa, antik çağda şekillenip Sokrates’ten önceki filozoflarca evrenin oluşturucu ögeleri kabul edildi ve hemen her filozof bunlardan birini temel öge sayıp diğerlerini ona nispetle sıraladı. Kimine göre evren sudan ibaret olup diğer üç öge ona nazaran var oldu. Kimine göre her şeyin evveli ateşti. Bazıları havayı öne çıkardı ve havanın üst yanını kaplayan esir maddesini ateşle izaha çalıştı. (İskender Pala: Dört Güzeller)
Azerbaycan'da üçüncü Çarşamba bilinen ‘’Yel Çerşembesi’’ (Rüzgar Çarşambası) Nevruz bayramından önceki üçüncü Salı gecesidir. Güney Sibirya ve Yakut Türkleri arasında bir tabiat unsuru olarak rüzgar inancı hala mevcuttur. Türk Mitolojisinin yazarı Bahaeddin Ögel’e göre,Yakut Türkleri rüzgarı dört yöne ayırmışlar ve Türklerin kutsal yönü olduğu için, doğudan esen rüzgarı kutsal saymışlardır. Doğudan esen rüzgarlar, insanlara uğur ve iyilik getirdiği için baharı da beraberinde getirir’’. Buna benzer şekilde Azerbaycan’da Yel Çerşembesinde dört rüzgarın bir araya gelmesine inanılıyor. Bu rüzgarlar ; ‘’Ak Yel’’, ‘’Kırmızı Yel’’ ‘’Kara yel’’, ‘’Yeşil Yel''dir. Azerbaycan Türklerinin inançlarına göre Bu dört rüzgar kara nehrin yatağında uymaktadırlar. Üçüncü Çarşambada yani Salı gecesinde adı geçen bu dört rüzgar özgürleşip, kendilerini temizledikten sonra her biri yer yüzünde farklı bir şekilde kendini gösteriyor. Bu inançtan yol çıkarak, kendi tespitime göre : Ak Yel aslında suyu temizliyor, Kırmızı yel ateşi alevlendirir, Kara Yel toprağı uyandırıp ve Yeşil Yel tohumların yer yüzünde yeşermesini sağlıyor. Bu şekilde Nevruz bayramından önce dört rüzgarın, son dört Çarşamba gecesiyle bağlantısını göre biliyoruz.
Anasır-ı Erbaadan olan rüzgar, mevsimlerin değişiminde etken bir unsur olup ve baharın habercisidir, bu yüzden bahar şenlikleri kategorisine girerek Azerbaycan Türkleri arasında ‘’Üçüncü Çarşamba’’ ‘’Yel Çarşambası’’ ve ya ‘’Kara Çarşamba’’ adlarıyla bilinmekte ve halk tarafından kutlanılmaktadır.
Kökleri eski Türk inançlarına dayanan ‘’Yel Çerşembesi’’ Azerbaycan Türkleri tarafından farklı uygulamalar yaparak kutlanılır. Örneğin Salı gecesinde bir söğüt ağacının altına gidilir ve orada dilek tutulur. Sonra ‘’Yel Baba’’ çağrılır ve dileklerin gerçekleşmesi istenilir. İnançlara göre söğüt ağacının yaprakları yere doğru eğilirse eğer o dilek olmuştur anlamına gelir . Rüzgara can vermek baba sıfatını vermek rüzgarın bir zamanlar kutsal olmasını da çağrıştırıyor .
‘’Yel Çerşembesinde, Nevruz Bayramına hazırlık olarak her evde camlar açılır, halıların tozu alınır, evler temizlenir ve her köşe silip süpürülür . Ayrıca Nevruz sofrasının süsü olan ‘’Semeni’’ tohumları bu gün de ıslatılıp ve yeşermeye bırakılır. Bereket ve bolluğu simgeleyen tohumlar genelde mercimek ve buğday tohumlarından oluşmaktadır.
Rüzgarın esmesiyle bütün kederlerimizin havaya gidilmesi temizlenmesi ve dileklerinizin gerçekleşmesi umuduyla , ‘’Yel Çerşembeniz kutlu olsun’’ diyoruz .
Yazar: Türnaz ALTINSOY