Fetali Han Hoyski (19 Haziran 1920), Nemesis’ten PKK’ya Türkiye‘nin terörle mücadelesi ve Pençe Kartal Operasyonu
Türkiye, son zamanlarda karakol ve üs bölgelerimize artan taciz ve saldırı teşebbüsünde bulunan PKK ve diğer terörist unsurlara yönelik olarak uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa hakları çerçevesinde Pençe operasyonlarının devamı olan 3. Pençe -Kaplan Operasyonunu icra etmektedir. Stratejik açıdan Irak’ın kuzeyindeki en vurucu noktadan hareketi başlatan TSK, böylece bölgeye yönelik ilgili diplomatik mesajını da kahraman Türk Ordusu aracığıyla vermiş oldu.
Harekat, ilk günden itibaren hem Fırat Kalkanı hem de Zeytin Dalı operasyonlarıyla bütünleşecek şekilde ilerlemektedir.
Türkiye, uzun yıllardır terörle mücadele vermekte ve ülke ekonomik kaynaklarının büyük bir yüzdesini terör belasından kurtulmak için sarf etmektedir.
Gencecik hayatların kararmaması, bölgeye barış huzur ve güzellikler dolu bir havanın gelmesi için gösterilen azami gayretlere rağmen ısrarla teröre başvurarak güya demokratik hak talep ettiğini iddia edenler canlar üzerinden akıtılan kanlarla pazarlık edenlere Türkiye‘nin yüz yıl öncesinde de rastlıyoruz. Yani Türkiye Devlet olarak bölgede tam yüz yıldır müteşekkil şekilde terörle mücadele ediyor.
Taşnak Partisi tarafından Türkiye ‘ye karşı kurulan Nemesis terör örgütü ilk operasyonun tam yüz yıl önce 19 Haziran 1920 ‘de düzenlediği silahlı saldırı ile gerçekleştirdi.
Örgüt, Ermeni Tehciri kararının alınmasını sağlayan devlet adamlarını hedef almıştı. Öldürülecek kişilerin arasında Osmanlı İmparatorluğundan ve Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti'nden devlet adamları bulunmaktaydı ve ilk kurban da 1918 senesinde kurulmuş olan Azerbaycan Halk Cumhuriyetinin Başbakanı Fetali Han Hoyski oldu. Neden mi?
Çünkü bizim yakın tarihte dillendirdiğimiz “Bir millet iki devlet“ realitesi Ermeniler tarafından biliniyordu, onlar için Azerbaycan ile Anadolu arasında etnik olarak farklılık yoktu.
Türkiye‘ye karşı terör örgütü kurulması ve onun teşkilatlandırılması önerisi Ermeni siyaset adamı olan Şahan Natali tarafından 1919 yılı Ekim ayında Erivan'da yapılan Taşnaksutyun Partisi'nin 9. kurultayında gündeme getirilmişti. Yani, bir devletin eli ile kurulmuş olan terör örgütü vardı ortada, çünkü saldırı operasyonunu yönetmek için oluşturulmuş ve tüm yetkilerin bağlandığı özel birimin de yöneticisi olarak Ermenistan cumhuriyetinin ABD'deki elçisi(!) Pastırmacıyan seçilmişti.
Washington‘daki Ermeni Ulusal Komitesini memnun etmek için kongreden sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısını geçiren ABD’den hiç bu eli kanlı terör örgütü hakkında tek kelime duydunuz mu? Hayır duyamazsınız, tıpkı Kürt halkının haklarını koruduğunu iddia eden, aslında en büyük maddi ve manevi zararı Kürt halkına vuran, gençleri dağlara silah zoruyla çıkararak terörist yapan PKK/ PYD ve türevleri hakkında susmayı yeğleyen tüm Batılı ülkeler gibi işine gelmediği ve Türkiye lehine olan konularda suskundur Amerika… Oysa, Ermenistan devletinin eliyle 1919‘da Türkiye’ye karşı yaratılmış Nemesis terör örgütü hakkında konuş(a)mayan yerli ve yabancı araştırmacılar, sözüm ona aydın geçinen zümre ve siyasetçiler(!) 1915 olayları hakkında gür sesle konuşuyorlar. Hatta, Garo Paylan TBMM tarafından yollukla yevmiyeli görevlendirildiği yurt dışı toplantılarında bizzat Türkiye‘yi sözde Ermeni soykırımı konusunda ittiham etmektedir.
Nemesis terör teşkilatı, uluslararası alanda istihbarat toplaması için örgütün kendini Türk gibi gösteren dış ilişkilerden sorumlu yöneticisi Graç Papazyan’ı Türk Devlet kurumları İçine sızdırarak içeriden dışarıya bilgi belge aktarımı yapmıştı.
Türkiye, yüz yıl önce bile devlete ihaneti de terörü de görmüş ama şükürler olsun ki hepsi ile de baş etmesini bilmiştir.
PKK ile Nemesis arasındaki en bariz okşar cihetlerden biri de insanları aldatarak kendi menfur amelleri için kullanmalarıdır; Silahlı saldırıların yapılabilmesi için korkutulmuş, aldatılmış yahut paraya ihtiyacı olan insanlardan 3-5 kişilik gruplar halinde ekipler kurulması geleneği devam ettirilmektedir.
Nemesis terör örgütü 100 yıl önce Türkiye‘ye olan nefretini aşağıdaki devlet adamlarını acımadan katlederek ortaya koydu:
-19 Haziran 1920, Tiflis’te Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti'nin Eski Başbakanı Fetali Han Hoyski öldürüldü.
-19 Temmuz 1920, Tiflis’te Azerbaycan Parlamentosu Eski Başkan Yardımcısı Hasan Bey Ağayev öldürüldü.
-15 Mart 1921, Berlin’de Osmanlı İmparatorluğu'nun Eski İçişleri Bakanı ve Başkan-ı A'zam olmuş Talat Paşa öldürüldü.
-5 Aralık 1921, Roma’da Osmanlı İmparatorluğu'nun Eski Sadrazamı Said Halim Paşa öldürüldü.
-17 Nisan 1922, Berlin’de Trabzon Valisi Cemal Azmi, Teşkilât-ı Mahsusa’nın yaratıcısı Bahattin Şakir ve koruyucusu öldürüldü.
-19 Temmuz 1921, İstanbul’da Azerbaycan'ın Eski İçişleri Bakanı Behbud Han Cavanşir öldürüldü.
-25 Temmuz 1922, Tiflis’te Osmanlı İmparatorluğu'nun Eski Askerî Deniz Kuvvetleri Bakanı Cemal Paşa öldürüldü.
Nemesis, Türklerle işbirliği yaptıkları düşünülen Ermenilere de acımamış, onları da cezalandırmıştı.
Türkiye, daha sonraki yıllarda Asala terör örgütünün diplomatlarımıza yönelik kalleş operasyonlarıyla çok sayıda şehitler verdi ama tarih boyunca teröre boyun eğmedi.
ASALA sonrasında sahneye çıkan PKK terör örgütü, çoluk çocuk yöreye hizmet götürmek için görevlendirilen öğretmen doktor demeden kanlı eylemleriyle on yıllardır devletimizin sabrını zorlamakta ama son çırpınışlarıdır!
15 Haziran’da Kuzey Irak’taki terör yuvalarını havadan imha etmek için Pençe-Kartal Operasyonu’nu düzenleyen MSB, Hava Kuvvetleri, İHA ve SİHA’larla desteklenen komandolarımız Pençe-Kaplan Operasyonu’yla Haftanin bölgesine girdiğini duyurdu. Teröristlere ait barınak, sığınak ve mağaralardan oluşan hedefler imha edildi.
PKK unsurlarının geçiş noktalarını kesen Türkiye, terörü bitirmekte kararlı!
Türkiye, bölgeye barış getirmekte kararlı!
Türkiye, havadan karadan yapılan operasyonlarla gücünü ortaya koyarak dostu sevindirmekte düşmanı üzmekte kararlı!
Türkiye, kutlu yolda yürümeye kararlı!
Türkiye, Libya'da dengelerin değiştiği, Suriye'de jeopolitik mücadelenin sürdüğü bir dönemde Kuzey Irak’ta devletin bekası için Kartal pençesiyle önüne çıkan her türlü engeli def ederek bölgede huzurun tesis edilmesinde kararlı!
Başarın devamlı, zaferin daim olsun Türk’ün askeri!
Dualarımız seninle, Mehmetçik!
Not: Bu yazıda, tam yüz yıl önce Türkiye‘ye karşı devlet eliyle terör örgütü kuranlarla, onlara yataklık yapan terörü yüz yıldır destekleyenleri özellikle hatırlatma ihtiyacı hissettim ki Türkiye‘nin farkı bir daha çok net olarak görülsün!
Prof.Dr.Aygün Attar
Türkiye Azerbaycan Dostluk, İşbirliği ve Dayanışma Vakfı Başkanı